19 Ocak 2010 Salı

gözleri kanlı kelimeler

sabah ezanını beklerken, herkesin uyuduğunu fırsat bilip başlıyorum, o sesi duyana kadar yazacağım ve duyduğum anda keseceğim.

canım sıkılınca kimseye belli etmem, ama herkes anlar. canınız sıkılınca bana belli edersiniz ama ben anlamam. herkesi kendim sanarım usanmadan, her gün yanıldığım o gün gibi ortada iken öyle sanmaya devam ederim, bu belki de içimde kalmış son iyimserliğin çırpınışlarıdır kim bilir...

herkes uyuyor şimdi, kimisi bağırarak, kimisi yenidoğan gibi, kiminin de gözleri açık. ben uyumuyorum, uykum geliyor uyumuyorum, derdim ne??? sonunda uyuyorum ve herkes gözleri açık ve bazen de bağırarak uyanık halde günü geçirirken, yenidoğan gibi uyuduğumu sanıyorum, rüyasız, uzun, sürekli... telefon çalıyor veya kapımı densiz eller açıyor ve göz kapaklarım densiz açılıyor, herkesi kendim gibi sanacağım başka bir güne...

uykuma birkaç mahmur kelime daha yaklaşırken vaktim doluyor, sabah ezanı kendine has edası ile uyandırmaya çalışıyor şu soğuk şehri. uykudan daha hayırlı geçecek birkaç dakikadan sonra, hayırlı geçmesini umduğum uykumu daha fazla bekletmemek adına gidiyorum...